Bir hafta kadar önce Başbakan, geçmişi faşizan olmakla suçladı. Yani bir şekilde Devletin geçmiş uygulamalarına ve yöneticilerine faşistlik yakıştırmasında bulundu.
Hangi döneme ve kime kadar belli değil. Ucu açık bir suçlama.
Cumhuriyet karşıtları ve bölücüler açısından altın değerinde önemli resmi bir söylem. Cumhuriyet’in kurulduğu tarih, kuruluş şekli ve kurucular da dâhil olmak üzere istenen noktaya kadar çekip faşistlikle suçlayabilmek için çok güzel bir fırsat.
Bu çok sorumsuz ve talihsiz açıklamaya büyük bir tepki duymama rağmen, konu hakkında yazmamak için bugüne kadar kendimi açıkçası zorlamıştım.
Ancak o yetmedi, şimdi de Bakan GÜNAY buyurdular ki ;
“ Yaşar Kemaller, Orhan Kemaller, Nazım Hikmetler, Necip Fazıllar, ülkenin sağlı sollu bir dolu düşünen insanı, geçmiş yıllarda ne yazık ki düşünceleri yüzünden ve düşüncelerini ifade etme gayretleri yüzünden ağır bedeller ödedi. Bu bir ilkel dönemin, eskimiş kafanın, dar kalıpçı faşizan yaklaşımların sonuçlarıydı.”
Demokrasi ve Hukuk Devleti’ne inanan bir vatandaş olarak;
Kişi özgürlüğü ve olay bazında ele alındığında bu görüşe katılmamak mümkün değil. Ama genelleme yapılınca ve Devlet suçlanınca iş değişiyor ve insan gerçekten şaşırıyor.
Bu Ülkenin en yetkili kişileri, kimin adına ne demek istiyor ?
Devlet’i suçlamak ve hesaplaşmak bu kadar kolay mı ?
Demokrasi yolunda yaşanan zorlu bir süreçte meydana gelen bazı olumsuz olaylar nedeni ile, çıkar ve oy uğruna bu şekilde genelleme yaparak geçmişe saldırmanın amacı gerçekten Demokrasi ve İnsan Hakları mı ?
Yoksa adı açıkça izah edilemeyen gizli bir hesaplaşma mı ?
Cumhuriyet’in niteliklerine, Ulus Devlet anlayışına ve Ülkenin Birliğine yönelik saldırıların arttığı böyle bir dönemde, geçmişe yönelik bu ağır ve yakışıksız suçlamaların bizi nereye sürüklediğini ve bu söylemleri kimlerin istismar edip özellikle bölücü amaçları doğrultusunda kullandığını, yetkili kişiler göremiyor ve anlayamıyor mu ?
Bu söylemler, tarih bilgisinden ve gerçekleri kavramaktan yoksun bir cehaletin, ya da bizim anlamadığımız ve göremediğimiz gizli bir mutabakatın sonucu mu? İnsan bir türlü anlayamıyor…
Bakan Günay sözlerinin devamında bakın bir de ne diyor;
“Ama bundan sonra ülkemizde ne Yaşar Kemallerin, ne diğer yazarların, düşünürün, düşüncelerinden ötürü ceza göreceği bir ortama kavuşmak için elimizden geleni yaptığımızı söylemek istiyorum.”
Hadi canım sen de…
Bakan Bey, ya bu Ülkede neler oluyor farkında değil.
Ya da, ona göre bahsettiği özgürlük, özellikle Cumhuriyet’le hesaplaşanlara ve Üniter yapımıza saldıranlara tanınan özel bir ayrıcalık.
Eğer böyle bir dönemde bile, kendini bilmeksizin geçmişi faşist yaklaşım ve uygulama ile suçlamak bu kadar kolay ise,kimse unutmasın şimdiden söylüyorum:
Bugünün sözde Demokrat geçinenleri de gün gelecek hak ettikleri aynı suçlamalarla karşı karşıya kalacaklardır.
Çünkü değişen hiçbir şey yok.
Hem de onca yıla ve Demokrasi tecrübesine rağmen.
31 Mayıs 2009
31 Mayıs 2009