18 Mayıs 2010 Salı

BAYRAK YAKAN SOYSUZLAR….Ali İhsan GÜRCİHAN


Basında,görüntüleri ile birlikte verilen şu kısa ama önemli haber bilmem dikkatinizi çekti mi ?


“Tayyip Erdoğan Yunanistan ziyaretini sürdürürken,Atina sokakları da Yunan aşırıların gösterilerine sahne oldu.Bazı Kürtlerin de aralarında bulunduğu göstericiler Türk Bayrağını yaktı.”

Çağ dışı,dar kafalı,soysuz ve aciz insanların davranışı.

Yunanlı birkaç serseriyi anladık da,olayın kahredici tarafı başka.

Haberdeki ifadeye göre bunların arasında Kürtler’de varmış.

Gösteriye katılanları,haberde Kürt diye belirtmek ciddi bir hata ya da maksatlı bir propaganda.

Kürt kökenli Vatandaşlarımızla,PKK’lıları birbirine karıştıran ve teröristlere çanak tutan yanlış bir söylem ve yaklaşım.

Kökü ne olursa olsun,gerçekten bu Ülke’nin Vatandaşı olan hiç bir kimsenin böyle bir şey yapması mümkün değildir.

Bunu Kürt kökenli vatandaşımız değil,olsa olsa düşman ya da terörist yapar.

Sanırım onlar da,Yunanistan’ın PKK terör örgütüne destek verdiği dönemde,Yunan topraklarındaki Lavrion PKK kampında beslenen ve eğitilen,şimdi ise sözüm ona meşrulaşan PKK’lı teröristlerin ta kendisidir.

Olayı basite alıp geçmeye çalışalım ama,acı ve üzücü olan şudur ki,terör yüzünden yıllardır çekilen acılar ile teröre destek verenlerin bu Ülke aleyhine yaptıkları çok çabuk unutuldu.

Yunanistan’ı bırakın,Türkiye’de bile teröristler büyük itibar kazandı.

Ve hatta Kürt Vatandaşlarımızı da sözüm ona temsil eder hale getirildiler.

Kavramlar özellikle karıştırıldı.

Teröriste gerilla,bebek katillerine sayın denmeye başlandı.

Kim terörist,kim siyasetçi anlaşılmaz hale geldi.

Teröristin tanıklığı ve aklı ile Devlet’in terörle mücadelesini sorgulamak,teröriste ise yeşil ışık yakmak ucuz siyaset oldu.

Cezaevleri terörist yerine,terörle mücadele edenlerle doldu.

Devlet parası ile beslenen teröristler ise Türkiye Cumhuriyeti’ne ve de doğrudan Türk Vatandaşı’na tehdit dolu söylemlerle saldırmaya başladı.

Milletvekili olan bir adam,Kürt Vatandaşlarımız’ın tamamı da sanki onun gibi düşünüyormuş gibi,bakın daha dün bu Ülke’de ne dedi.

“Artık kürt halkının verdiği mücadele kahramanca yıllardır bedelini veren gerilla ile sınırlı olmayacaktır. Kürt halkı eylemleri ile kentleri, yolları, caddeleri yaşamı kuşatacak buna söz veriyorum.”

Adama bak ,hem de Milletvekili imiş.Nasıl tehdit ediyor ve Kürt kökenli vatandaşlarımızı da ne rahat şiddete davet ediyor,farkında mısınız? Var mı anlaşılmayan tarafı ?

Teröristler adına daha nasıl bağırsın Vekil Karabaş ?

Açıkçası bu Ülke’de,lafta açılımlar ve de Devlet’i yıpratan,suçlayan yaklaşımlar sayesinde, teröristler şehirleri yakacak,yıkacak cesarete kavuşurken ,bizler havlayan köpek karşısında bile susacak ve de ses çıkaramayacak hale getirildik.

Yazıklar olsun, Devlet’e,Millet’e ve Cumhuriyet’e saldıranlara,

Yazıklar olsun,bu Ülke’ye ihanet etmeyi insan hakkı ya da demokrasi diye yutturarak Ulusal ve Milli değerlere sahip çıkanları susturmaya çalışanlara,

Ve de yazıklar olsun,korkup susanlara.
17 Mayıs 2010

2 Mayıs 2010 Pazar

TERÖRÜ TIRMANDIRAN AÇILIMLAR….Ali İhsan GÜRCİHAN


Gün geçmiyor, sabah,akşam Şehit haberleri.
Samsun’da, Adana’da, Giresun’da, Şemdinli’de,
Tunceli’de ve daha dün Lice’de…
Ya sinsi bir mayın tuzağında, ya hain bir pusuda,ya da kalleş bir saldırıda.
Bir can, bir ana kuzusu daha kayıyor,gidiyor elden.
Hem de her geçen gün artan ve tırmanan bir şekilde.
Yüreğimiz yanıyor, kanımız donuyor, yutkunuyoruz.
Ne yazık ki,Ulusalcı ve Milliyetçi duruşa karşı bunca saldırı ve suçlamadan sonra,kuzu gibi dinlemekten ve de kahretmekten başka bir şey de yapamıyoruz.

Cenaze törenlerinde göstermelik söylemler ve manzaralarla,gencecik bedenleri ve de geleceğimizi kendi ellerimizle göz göre göre toprağa gömme duyarsızlığını yaşıyoruz.

Ya sonrası.
Sonrası, koca bir yalan ve duyarsızlık.
Cami kapısını terk eder etmez, herkes işinde ve de keyfinde.
Ocağına ateş düşen ana,eş ve babanın dövünmesinden öte,hepsi boş,hepsi yalan.

Üzücüdür ki ;
Terör bitti,bitecek derken, yıllar süren mücadeleyi acımasızca sorgulayan ve suçlayan bilinçsizler, duyarsızlar ve beceriksizler yüzünden terör örgütü bir defa daha canlanma ve tırmanışa geçme fırsatı bulmuştur.
Açılım diye yırtınanlar şimdi ne diyecekler ve kimi suçlayacaklar bakalım.Hangi pazar kahvaltısında ve kimlerle açılıma destek aramaya devam edecekler acaba.

Geçmişte de hep böyle olmuştur.
Terör örgütü ne zaman bir çöküş dönemine girse,ona zaman kazandırıp yeniden toparlanmasına fırsat sağlayacak yanlışlıklar yapılmıştır.Hiçbir şeyden habersiz ve sorumsuz bazı siyasiler ve aydınlar, terörle mücadeleyi zayıflatacak söylem ve yaklaşımlarla buna fırsat vermişlerdir.

Bu seferde,açılım diye bu Millet’in onurunu ayaklar altına alan,ne olduğu belirsiz yaklaşımlarla tekrarlanan bir hatanın sonuçları,yaşadığımız acı olay ve eylemlerle ortadadır.

- Açılım denen ve bu Ülkeye çok pahalıya mal olacak süreçle terör örgütüne kendini toparlama ve özellikle moral kazanma fırsatı sağlanmış,Ulusalcı ve Milliyetçi duruşun üzeri de çizilmiştir.

- Silahlı Kuvvetler’e karşı yürütülen olumsuz propaganda çalışmaları ile,Kürt kökenli vatandaşlarımızın terör örgütüne desteğinin artmasına ve Silahlı Kuvvetler’e karşı da güvensiz bir ortamın yaratılmasına neden olunmuştur.

Sözün özü ve kısası;
Terörle mücadeleden zerre kadar haberi olmadan geçmiş mücadeleyi suçlayanlar,bunun üzerinden ucuz siyaset üretmeye çalışanlar, duruşunu kaybeden bürokratlar ve askerler,bu gidişatın bir adım ötesinin Ülkemiz açısından çok daha yıpratıcı ve üzücü bir durum olacağı açıkça ortadadır.
Terörist ifadeleri üzerinden propaganda yapmaktan vazgeçilmedikçe,
geçmişi acımasızca ve hoyratça suçlama terk edilmedikçe ve geçmişte neyin,nasıl,neden yapıldığı araştırılıp doğru ve tutarlı kararlar verilmedikçe,terörle mücadele edilmesi mümkün değildir.

Tarihte birçok örneğine rastladığımız gibi,bu gidişle;
Siyasi hesaplaşma ve kişisel ikbal nedeni ile aynı yanlışı yapanlar bir gün gelecek yine sorgulanacak ve suçlanacaktır.
Ancak,acıyı çeken yine bu Ülke ve bu Ülke’nin Masum Çocukları olacaktır.


1 Mayıs 2010


Kaynak:Ali İhsan GÜRCİHAN